BAKAN TUNÇ: TÜRKİYE YÜZYILI'NDA HUKUK GÜVENLİĞİNİ TAHKİM EDEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Biz bu ülkenin yüksek standartlı demokrasi yolunda Türkiye Yüzyılı'nda hukuk güvenliğini tahkim ederek yolumuza devam edeceğiz." dedi.
Adalet Bakanı Tunç, Kulu Adalet Binasının Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, adaletin olmadığı yerde kargaşa ve kaosun olacağını söyledi.
AK Parti iktidarının 22 yıldır en önem verdiği hususun adalet olduğunu vurgulayan Bakan Tunç, 'Adalet olmadan kalkınma olmaz.' dedik. Ülkemizin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması ve hukuk devleti ilkesinin tahkim edilmesi noktasında çok büyük mesafeler aldık. Bu sayede de kalkınmamız artı yatırım ortamı iyileşerek bugünlere geldik." ifadesini kullandı.
BİR YILDA 13 MİLYON 900 BİN KARAR VERİLDİ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir yılda hakim ve savcıların, avukatların desteğiyle 13 milyon 900 bin karar verdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunların hepsini göz ardı edeceksiniz. Hukuk devletini ve hukuk güvenliğini sağlamak için fedakarca çalışan hakim ve savcılarımızın, yargı çalışanlarımızın emeğini bir tarafa bırakacaksınız, 3 tane hakaret soruşturmasıyla 'Ülkede hukuk güvenliği yok.' diyeceksiniz. Buna müsaade etmeyiz. Biz bu ülkenin yüksek standartlı demokrasi yolunda Türkiye Yüzyılı'nda hukuk güvenliğini tahkim ederek yolumuza devam edeceğiz.”
Bugüne kadar üç yargı reformu strateji belgesinin açıklandığını hatırlatan Bakan Tunç, oradaki hedefler doğrultusunda çok önemli yargı paketlerinin Meclis'in gündemine geldiğini anımsattı.
55 MADDELİK YARGI PAKETİ MECLİS'E GELİYOR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gerçekleştirilemeyen ve yakalanamayan hedefleri yeniden gündeme aldıklarını belirterek, "Yasalarda yapılması gereken değişiklikleri, taslakları milletvekillerimize aktarıyoruz. Önümüzdeki süreç içinde 55 maddeden oluşan ceza adaletiyle ilgili bir taslağımız var. Şu anda görüşlere açıldı. İnşallah Meclis'te milletvekillerimiz bunu tartışacak ve hayata geçirmek için de büyük gayret göstereceğiz." diye konuştu.
Adalet Bakanı Tunç, Meclis ve milletvekillerinin katkılarıyla çok sayıda yargı paketi, yargı reformu strateji belgeleriyle toplumun ihtiyacına cevap verme noktasındaki eksiklikleri gidermenin gayreti içinde olduklarını kaydetti.
Sadece temel kanunları yenilemekle kalmadıklarına değinen Bakan Tunç, ülkenin yüksek standartlı demokrasiye kavuşturulabilmesi için sessiz devrim sayılan reformlara imza attıklarını dile getirdi.
İNSAN KAYNAĞININ GÜÇLENDİRİLMESİYLE İLGİLİ ÇALIŞMALARDA ÖNEMLİ MASAFELER ALDIK
Yargının adaleti hakkıyla tecelli edebilmesi için üç temel unsura önem verdiklerini kaydeden Bakan Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“En önemli unsur insan kaynağının güçlendirilmesi. Kürsüde görev yapan hakim ve savcılarımızın, avukatlarımızın iddiasıyla, savunmasıyla, hükmüyle üç sacayağını temsil eden insan kaynağının güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalarda önemli mesafeler aldık. İkincisi ‘Fiziki mekanlar, adliyenin vakarına yakışır bir şekilde olması gerekir.’ dedik ve ülkemiz genelinde adalet hizmetlerinin görüldüğü binaları adliyenin vakarına uygun, gelişen teknolojileri de kapsayan bir şekilde geliştirdik. 23 yılda temel kanunlarımızın tamamını yeniledik ve milletimizin ihtiyacına cevap verecek hale getirdik. Ceza Kanunu’dan, Borçlar Kanunu’na, Ticaret Kanunu’na, Hukuk ve Ceza Muhakemesi Kanunlarına varıncaya kadar yenilemediğimiz, güncellemediğimiz bir temel mevzuatımız kalmadı.”
MÜSTAKİL ADLİYE SAYIMIZ 381’E ULAŞTI
Adliyelerde fiziki imkanların artırıldığını söyleyen Bakan Tunç, müstakil adliye sayısının da 381’e ulaştığını ifade etti.
Hakim ve savcı sayısının 25 bin 695’e yükseldiğini belirten Adalet Bakan Tunç, şunları kaydetti:
“2002 yılında 78 müstakil adliye varken bugün açılışını yaptığımız Kulu ile beraber 381 adliye binasına ulaştık. Yatırım programında 61 adliye inşaatımız bulunurken 17 tane de etüt projemiz var. Eskiden adliye binaları iş hanlarındaydı, hakim odasıyla herhangi bir emlakçının yan yana büroları vardı. Sobalı, bilgisayar yok, daktilolarla yazılan, karbon kağıtlarının, o fotokopi kağıtlarının avukatlardan istendiği günleri yaşadı bu ülke. Var mı şimdi böyle bir tablo? Yok. Olamaz. 2002’de 9 bin 349 hakim savcımız vardı. Bugün 25 bin 695 hakim savcımıza ulaştık. Son 2 yılda 3 bin 369 hakim ve savcımız teşkilatımıza katılarak güçlendirdi.”
BU ÜLKEDE HUKUK GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞINI SÖYLEMEK İNSAFSIZLIKTIR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin daha yüksek standartlı hukuk devleti ilkesinin tahkim edildiği, temel hak ve özgürlüklerinin en geniş anlamıyla yaşanılabildiği bir ülke haline geldiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ona güvenen milletimiz sayesinde bu noktaya geldi. Biz milletimize şükran borçluyuz. Bu mücadeleyi yaparken çok engellemelerle karşılaştık. Muhtıralarla karşılaştık; 27 Nisan bildirisi. O gün neredeydi bugünkü konuşanlar? Bugün Türkiye'de hukuk devleti ilkesinin hakim olmadığı yönünde kara propaganda yapmaya çalışanlar, 27 Nisan bildirisine karşı ne söylediler? Bu ülkede iktidar partisine karşı kapatma davası açıldığında sesleri çıktı mı? Gezi olaylarıyla bu ülkeyi kaos ortamına sürüklemeye çalışanlar, o terör paçavralarını, kültür merkezinin o Taksim'de binalara asanlara karşı o sivil toplum kuruluşları, bir çift laf söyleyebildiler mi? 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında ne söyleyebildiler? Bu ülkede demokrasiye, millet iradesine sahip çıkma noktasında bir şey söylediler mi? Bugün çıkıp 3 tane hakaret soruşturması nedeniyle hukuk devletinin olmadığını, bu ülkede hukuk güvenliğinin olmadığını söylemek insafsızlıktır. Bu ülkeye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bu millete hakarettir."
YABANCI YATIRIMCI ÜLKEYE GÜVENMESE 15 MİLYAR DOLARDAN 273 MİLYAR DOLARA YÜKSELİR MİYDİ?
Ülkedeki hukuk güvenliğinin varlığına dikkati çeken Adalet Bakanı Tunç, şöyle devam etti:
"Çıkıp kürsülere, 'Türkiye'de hukuk güvenliği yok ey yabancı yatırımcı, buraya gelmeyin.' demek, bir iş adamları derneğinin sözü olabilir mi? Bu ülkede 2002'de 36 milyar dolar ihracat hukuk güvenliği, yatırım ortamının iyileştirilmesi, fabrikaların organize sanayi bölgelerini doldurması, yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi ve üretimin artması sayesinde 36 milyar dolardan 262 milyar dolara yükselmiştir. Bunu en iyi şekilde kim bilir, TÜSİAD bilir, sanayiciler bilir, üreticiler bilir. O ortam sağlanmasa, hukuk güvenliği sağlanmasa bu olabilir miydi? Bakınız 80 yıl boyunca 2002 yılına kadar ülkemize gelen yabancı sermaye tutarı 15 milyar dolar. Sadece geçen yıl 11,3 milyar dolar. Bir yılda neredeyse 15 milyar dolara yakın bir rakam. 22 yıl boyunca bu ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye tutarı, 273 milyar dolara ulaştı şu anda. 15 milyar dolar nerede, 273 milyar dolar nerede? Hukuk güvenliği olmasa doğrudan yabancı sermaye, yabancı yatırımcı ülkeye güvenmese 15 milyar dolardan 273 milyar dolara yükselir miydi?"